Haziran 27, 2011

Aşk Kalpte başlar, nerede bittiği umrumda değil!


Çok zilli bi giriş yapasım var, bunu düşünürken-nasıl başlasam diye- az daha yazmaktan vazgeçecektim. Neyse başladık di mi, ışık, makyaj, kameraaaaa, çekimdeyiz, şak! -siz o efekti verin burada- :) Sabah kalktım ve okula gittim, şaşırtıcı biliyorum, aldık kepi cüppeyi, haziranda yağan o aptal yağmurda okula gittik, hani 4 sene boyunca okuduk, ilerde çoluk çocuk sorarsa; "anne senin niye üniversite fotografın yok, hayırdır hacı bizi mi kekliyosun" diye-yalnız benim çocukların konuşma tarzına da bakın hele :)- bi iki albüm yapalım dedik, atladık zıpladık sıralara dizildik derken 2 saati bu çekimle geçirdik. Şİmdilik fotograf yok canlar, irtibatta olalım :) Okuldan çıkış ve doğruuuuu kapalı çarşı, ardından mahmutpaşa, tahtakale-eminönü. Hastasıyım şu istikametin. O boncukçular, kumaşçılar, ıvırittizıvıritticiler, çerçiler, peynirciler, abla gelinlik lazımmıcılar, kahveciler, o yeah! İşte onların arasında geçirdim yaklaşık 4 saatimi. Sonra Beşiktaş' a gittim ufak tefek işlerimi halletmek için. Yazı seviyorum, yaza aşığım, yaz kadınıyım, yaz perisiyim, yaza dair her şeyim ben. Ama yazın toplu taşımaya karşıyım! Hiç yakışıyor mu şu güzel ağzıma küfür, ha sorarım size, ama ben cevaplarım; cıks, yakışmıyor. Ama arkadaşım; şu lanetler sigaranın 1 paketine verdiğin paraya 1 alana 1 bedava dedorant satıyorlar yahu! "Taksiye bin o zaman hanım kızım!" diceksiniz, demeyin. Canım çünkü; 1. Bu vatandaş öğrenci, yahu ne öğrencisi! ne öğrenci ne de para kazanan sivil! sanırım hayatımın en sıfatsız dönemine bi sayfa açıyorum, umarım çabuk kapanır. 2. Tramvay, metro vs benzeri toplu taşıma araçları, istanbul trafiğinde taksiden daha hızlı. Bak bu yaptığım savunma da ayrı bi psikoloji:) meslektaş arkadaşlar bilir, bilmeyenler için açıklama yapıp da kendimi ele vermeyeceğim :)

Dün İstiklalde Gay Parade vardı, katıldık, destekledik, gümbür gümbür yürüdük. Önyargıları kırmaya çalıştık, körün gözüne parmak soktuk, varlar, varız, yanınızdayız dedik. Çok da renki gençti. Yabancı kanallardan bi sürü kamera vardı ama türk haber kanallarından gördüğüm olmadı. Bir şeyleri, gerçekleri görmezden gelmek, o görmezden geldiklerimizin olmadığı anlamına gelmez! Bizim toplumumuz homofobik arkadaş! Bizim, cinsellikle sorunlarımız var. Aç bizim millet ve de önyargılı. Hani şöyle düşünün, ben biriyle tanıştığımda kimse beni cinsel tercihlerim doğrultusunda değerlendirmiyor, nasıl seviştiğim değil aklına ilk gelen, okuduğum bölümle, kitapla, dinlediğim müzikle, gittiğim mekanlarla değerlendiriyor değil mi, Evet! Ama söz konusu gay/lezbiyen olunca, ilk etiket vuruluyor, sonra o insanın sanatı, duruşu, bölümü, işi, en sevdiği yemek, boş vakit uğraşı vs. her neyse, hepsi kulağa takılan kulaklığın geçirdiği ses kadar duyuluyor! Duyuluyor mu o bile muamma! Canım yurdum insanı, yen şu fobini, düşünme insanların yatakta, kiminle, ne yaptığını! Bak sinir yaptım, tamam geçecek kızım, sakin ol, 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1. Geçti.

Gay arkadaşlarımı seviyorum, hem de çok. O kadar güzel arkadaşlıkları var ki her şeyi çok rahat konuşabildiğim. Ve o kadar zarifler ki!! Bi çok erkeğin sırf bir sonraki admın hesabını yaparak getirdiği çiçeği, hediyeyi sırf beni sadece mutlu etmek için, evime ilk defa geldiği için ya da , ya dası yok işte sebepsiz alıyor anlatabildim mi...
Homoseksüellite, cinsel hazzın nesnesi meselesidir; ancak Homofobi hastalıktır, tedavi edilmesi gerekir. Bence...

Hadi bu konuyu bi kez daha düşünelim
"insan"a değer verelim
Homofobiyi yenelim!
Günün parçasını dinleyelim:) - tık- Depeche mode- free love


Keyifle...

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...