Aralık 22, 2011

Birlikte uyuyoruz ama aynı düşlere dalmıyoruz.


Selam.
Keyfim pek yerinde değil doğrusu.
Zaman verin bana, toparlanıyorum
Yeni yılla birlikte, dönüyorum.
Çok sevdiğim bir arkadaşım var, Pelin
Bir şeyler yazmış göndermiş bana,
bugün gözlerimin buğusuna tanık olunca





"*******Ve benim güzel gözlü arkadaşım; sevmek, yeniden sevebilmek, bildiğin gibi, her zaman muhtemeldir!********


Gerçekten önemli değil. Aslında hiçbiri ve hiçbir şey yani... Kısacık bir ömrün içinde sadece gelip geçiyorlar.


***

Etrafınıza bakın, o kadar çok göreceksiniz ki o genç kadınlardan.

Bir plaj şemsiyesinin altında elinde bir bardakla denize bakarken, daracık bir ofisin içinde telefonla konuşurken, otobüs durağında beklerken, metronun camına alnını dayamışken, kendisine benzeyen arkadaşlarıyla bir ağızdan şarkı söylerken...

Birini çok sevmişlerdir.

Belki birden fazla birilerini.

Her sevginin aşağı yukarı aynı yokuşta başa dönmesinden dolayı üzgün ve kırıktırlar.

Yine de bir umut taşırlar işte. (Birden kendimi Reha Muhtar gibi hissettim, öyle kadın tariflerine girince:)

Geçen cuma akşamı güzel gözlü bir kız arkadaşım bir mesaj atmış. Diyor ki “Bir cuma akşamı, yapacak bir şey bulmayınca, balkonunda çiçeklerinin kurumuş yapraklarını ayıklarken yakalarsan kendini, gerçekten artık yalnız olduğun anlamına mı gelir?”

Ben geç gördüm mesajını.

“Balkonda, cuma akşamı yalnızsın evet” diye yazdım. “Ama bu durumunda, bu yalnızlıkta yalnız değilsin bebeğim. O kadar çok ki yalnızlar, o kadar çoğuz ki... Belki sadece bu sebeple kalabalık sayılırız.”

Cuma akşamı evde dizi seyrederken, balkonda çiçek ayıklarken evet, ampul patladığında, tek başına masada yemek yerken, yatağın bir tarafı hiç bozulmazken, ödenmesi gereken faturaların derdini tek başına taşırken, dolaptaki yemek günlerce tükenmezken ve ekmek bayatlarken, hayat koştura koştura gelip geçerken, ten solup, çizgiler çoğalırken yalnızsın evet.

Yalnızız.
Yalnızlık dediğin tek kişilik değil ki dostum.

Hayatında kimse yokken tükenmeyen zeytinyağlı ve bozulmayan yatak, bir bağın varken daha da koyar insana.

Çünkü o yalnızlık ıssızlığının üzerine beklemek, çünkü üzerine endişe, çünkü üzerine güvensizlik eklenir.

Evli bir kadının yalnızlığı hiçbir şeye benzemez.

Aslında...

Seçilmiş yalnızlık güzeldir.

Tadını çıkarmak gerek.

Yunanistan’dan suyun öte yanına bakmak böyleymiş demek. İnsanı tuhaf bir şekilde hüzünlendiriyor. Ama o hüznün içinde tarifi güç bir çoşku da var. Rumeli türküleri gibi... Sevinçle keder iç içe...

Yalnızlığın hayatın içindeki gücünü yakalamak gerek.

Balkonda yaprak ayıklamak bile devam eden bir yolculuğun kalp sesidir.
Ve benim güzel gözlü arkadaşım; sevmek, yeniden sevebilmek, bildiğin gibi, her zaman muhtemeldir! "

*Yazı İclal Aydın' a aittir.
Teşekkürler Pelin...

Aralık 18, 2011

Chai Tea Latte, Norah Jones, Ev Kuşu Ayşe; Merhaba Kış!



Yukarıdaki sıralamayı muhtemelen her kış tam da bu zamanlarda yapıyorum. Canlar üzgünüm ama daimi kış dostum sevgili Norah. Öyle ki bekler beni evde(eğer kısa zaman sonra döneceksem eve, çıkmadan önce norah jones playlistimi açık tutarım evde), uyurken de masal gibi gelir. Hani içten içe hüzünlü bir sesi var ama aynı zamanda umut dolu. Bizden de Bülent Ortaçgil öyle gelir bana. Sevgilinin saçımı okşaması gibi dinlendirir, sakinleştirirler beni.

"Muhteşem bir pazar değil, daha iyileri de olmuştu" diye uyandım bu sabah. Lordofthelawyers geçen hafta askere gitti:( Onsuz ilk haftasonu. Üzgünüm beyler ama hala onun için kalbim. Bi dakika ya niye üzgün oluyomuşum. Bal gibi de mutluyum ben bu adamla. Kabul, göz yaşı da olan bi ilişki oldu bu benim için ama bir o kadar da tutkulu. Adam resmen gitti ya. Hani 2-3 hafta görüşemediğimiz de olmuştur da bu durum çok farklıymış a canlar. Elimde, cebimde hep telefonum ki benim telefonla yakın bir ilişkim olmamıştır hiç Öyle ki geçen kuzenim beni arıyor arıyor, açtım telefonu bi şok oldu hatun :))) Arama tuşuna basmış öyle bekliyormuş umutsuz:)) Zaten onun o şaşkın halinden çıkması 1-2 dakikasını aldı. Ne diyodum? Hı, geçen gün aramış benimki, ben de işten gelmişim mutfakta yemek yapıyorum, duymamışım. Ay efendim de nasıl duymazmışım, niye telefonu yanıma almadım diye kendi kendime söylendim de durdum.

Ay zaten adamı askere gönderme, otobüse bindirme maceramız ise apayrı. Önce servise bindiridk gönderdik, kendi halinde sakin bi ekiptik zaten. Ailesi ve yakın arkadaşları. Neyse ben ağlamaktan gebericem neredeyse, bastık samandıraya gittik. Vardık, bulamadık, anaons ettirdik, ortalığı birbirine kattık sonra sıkı sıkı sarıldık. 5 dadika vardı terminale vardığımızda, zaten bunu göze alarak gitmiştim. Saat 00.55. Sarıldık, ayrılamadık. Derken anons"bıdı bıdı numaralı araç 1 buçuk saat rötarla hareket edecektir" OOOOO YEAHHHHHHHH! Vallahi bal kazanında doğmuşum ben, bakar mısın şansa:) E zaman geçiyor be canım, o 1 buçuk saat de. Gitti. Aradığım, istediğim her an senin yanımda olabileceğini bilmek huzur vericiydi. Uzun eğlenceli konuşmalarımız şimdi 2 dakikalık anlara telaşlı özlemli konuşma çabalarına bıraktı yerini.

İşte tüm bunlar vardı sabah uyandığımda aklımda. Dağıtmak için aklımı çıktım sokağa soğuğu iliklerimde hissetmek için. Öyle de oldu. Oysa, sıcak yatakta yarı uykulu, norah' ı dinlerken yağmurun cama çarpışını izlemek de güzeldi. Kapatmadım playlistimi, çıktım. O yanımda değil diye günümü harcamamalıydım. Chai tea latte ısmarladım kendime, o sırada aradı beni. Hala ağlamaklı oluyorum sesini duyunca. Yılbaşında yanımda olacakmış:)))))))) Tanrım daha güzel bir haber olamazdı pazarımı muhteşem kılan. Evet, tüm modum değişti. Hemen gittim bilet aldım. Evet, yemin törenine gideceğim hayatımda ilk kez ve de muhtemelen son kez. Ve bundan haberi yok :)) Sürprizlere bayılıyorum:)

Ve size de muhteşem bi haberim var : Burayı tıklayın ve bu fırsattan yararlanın derim canlar. Ben bugun 5 tane bilet aldım ve yalnızca 160 lira ödedim!!!!!! muhteşem değil mi? Tüketin Canlar, Sevdiklerinize kavuşun :))Yalnız bu fırsatı 23 aralık 2011 e kadar bilete çevirmeniz lazımmış, bunu da unutmayın.

Uzun bir yazı oldu biliyorum ama paylaşmadan geçemicimmmm, hani son yazımda bahsetmiştim lordofthelawyers beni ales için sınava gireceğim okula götürmüştü e benim bu kadar neşeyle girdiğim tek sınavdı bu hayatımdaki. 83 buçuktan 84 aldım :)))) Her şey psikolojik diyor Herman Rorschach a buradan öpücüklerimi iletiyorum Lakin adamın konuyla ilgisi yok :))

Bu hafta da yeni yıl ağacımı süsleyeyim bari, yeni yıl dileklerimi, hediye isteklerimi, beklentilerimi bir sonraki yazıda yazarım artık. Kafanızı daha fazla mıncıklamanın alemi yok:)

Dinleyiniz, güzel bir cover olmuş--> http://fizy.com/#s/16vu0e

Keyifle
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...