Haziran 27, 2012

Trambolimbolimlim

Yaz gelince gazete ve dergilerin seyahat eklerinin sayfalarını oldum olası binbir hayal kurarak çevirdim. Şimdiye kadar hep şöyle olmadı mı; öğrenciydik, paramız yoktu doğru zamanda; çalışır olduğımızda da zamanımız...Tüm kış heyecanla beklediğim yaz, tatil planları, ufak kaçamaklar, doyulmaz mutluluklar 2 güne sığdırıldı. Lordofthesoldiers' ım askerden geldi, işini rayına oturttu, Lordofthelawyers oldu:) Onun iş görüşmeleri, benim yeni iş sözleşmelerim, değişen ev arkadaşlarının telaşı, anne-baba ziyaretlerine gidilecek zaman diliminin ayarlanmaya çalışılması, anne kokusu, baba ocağı, yan sekmelerde açılan tatil planları ve bu planları da sevgiliyle, arkadaşlarka aynı uygun zamana denk getirebilmek... Ne kadar uzun uzadıya planlayıp ince hesaplar yapsak da olduramadık. Sonra her şey bir anda gelişti. Aslında biranda gelişmedi ben bir anda karar verdim. Arkadaşlarım araba kiraladılar, Bodrum' a gideceklerdi, ben yoğundum, o tarihte uluslararası bir toplantı vardı, toplantıda olmam ve programı organize etmem şarttı, şartTI. Tepem attı, öyle ince hesaplarla olmayacaktı. Geliyorum dedim, ben de geliyorum Bodrum'a. -Alo, tatlım bavulunu hazırla yarın Bodrum' a gidiyoruz. Evet, sen gelmesen de gidicem ama gel :) Sezen' den Müslüm' e, Tarkan' dan İbo' ya, Zeki Müren' e, İsmail YK ' ya, Candan Erçetin' e, MFÖ' ye kadar uzanan çok sesli koromuzla Bodrum' a geldik, kendimizi Bitez' deki Sarnıç Beach Club' ın serin sularına bıraktık. Denizin ortasına çocuklar için konulan tramnolinden çocukları kovduk, taklalar attık, yarışlar yaptık, puflarda yattık, havadan, sudan, mekandan, çok da memnun kaldık. Merak edenler için adres burada: http://www.cafesarnic.com/ Giderseniz Yılmaz Bey var orada, Yılmaz Güney:) Adı hakikaten bu, selamlar iletin 13 kişilik tatil ekibimizden, oldukça yardımcı olacaktır. Bu arada müzikler, kahvaltılar ve Frozenlar çok çok başarılı. Cumartesi akşamı marinanın karşısında ihtişamli ve kocaman avizesiyle ünlü FINK' e gittik. Aslında her şey güzel başlamıştı ancak çıkıp da eğlenemediğim zamanın Bodrum gecesinde beni,hatta bizi bulacağını ummazdım. Mekana şuursuzca insan almaya devam ettiler, dolu olmasına aldırmadılar, neticede dans etmek değil ayakta durmak bile zor oldu. Garsonlar, müşteri kaçırmamak için adım başına masa attılar, o kadar ki kafama bir şey düşmesin değmesin diye sevdicek koruyup kolladı beni. Daha fazla dayanamadık kendimizi dışarı attık, başka mekanlara baktık, marinada dolandık, sabaha doğru kendimizi odalarımıza zor attık. Dönüş yolumuz da bir o kadar eğlenceli belli bir saatten sonra da uyku modunda geçti. Sabah 05.30 da İstanbuldaydık, saat 9.00 da da iş yerinde. Sözün Özü: Eğer fırsat çıkarsa karşınıza 2 hafta da 2 gün de olsa arasıra basıverin pause tuşunuza:) Bu da favorim son zamanlarda tık buraya Keyifle...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...