Temmuz 30, 2011

akılfikirdelisi

Gece 3' te yatıp sabah gözlerimi açınca 7' de yanıyor gözlerimin içi şimdi. Üsküdarda dr. kontrolüm vardı, çıkınca simit-çay keyfi yaptım vapurda, hava bi acayip serin ama tatlı tatlı öptü yüzümü. Devamına geçmeden önce kısa bi aşk hikayesi anlatayım size, bu kez benden değil ama :)

Hatırlarsanız hayatımın en güzel aşk itiraflarından birini, tam da geçen yıl temmuz ayında en beklenmedik anda, dünya yakışıklısından almıştım. Bilmeyenler için -tık- :)Adam 'king' beylerrrrr! gayet net :) böylesi cesuru, samimisi, 'an'dan yaştan bağımsızı olmamıştı daha önce:) neyse bugun de hastanede sıra bekliyorum, 3-4 yaşlarında bi erkek çocuğuna takıldı gözüm, pek severim ufaklıkları. Kendi halinde takılıyordu oyuncaklarıyla. Sonra yine kendi yaşlarında bi kız çocuğu geldi annesiyle. Bu bizim yakışıklı bi aptal oldu kızı görünce anlatamam:) kendi annesini unuttu, basıp gitti kızın yanına, bi cilveleşmeler, etrafında daire çizmeler, yüksek sesle gülüşmeler... Ama hatun hastaydı sanırım, pek pas vermedi, arada dönüp bakıyor ama bizim yakışıklı kadar hareketli değil. Ay bizimkisi danslar mı etmedi, kendi annesinin yanına gisip kızı mı göstermedi, neler neler:) Kızla annesi doktorun yanına girdiler, bizim çocuk dışarıda kaldı, bekliyor bekliyor gelmedi hatun. Ve n'aptı dersiniz, odayı bastı:) evet evet, baktı çıkan olmadı, bastı girdi kızın olduğu ama neresi olduğunu bilmediği odaya :) erkekim dedim ya, nasıl arzulu, nasıl istekli, sürprizlerle dolu:)
Velhasıl canlar, karaköye geçtim üsküdardan, balık aldım, rokaydı, soğandı derken bi eksik rakı kaldı. Pek dingin moddayım, kalabalığa çıkmıyorum. Akşam soframı kurarım, rakımı açarım, kutlayacak, gülecek, ağlayacak, anacak bir şeyler bulurum sanırım.

Keyifle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...