Temmuz 09, 2011

* Öyle bir yere geldik ki, hiçbir sokağın adı yok!

09.07.11 yazısı
Odam dağınık. Odan kireç tutmuyor. İlk cümleyi yazınca, ikincisi aklıma geliyor. Devamı şöyle türkünün:

Odam kireç tutmuyor
Kumunu katmayınca
Sevda baştan gitmiyor
Sarılıp yatmayınca

Evet, sarılıp uyumayı seviyorum. Daha doğrusu sarılmayı çok seviyorum. O yüzden severim "hugbuddy" kavramını. Her neyse, Bülent Ortaçgil yorumlasa, teoman coverlasa dinlenir bu parça. Ama kulagıma ibrahim tatlıses tınısı geldikçe bu sözlerle birlikte, pek oluru yok. Hele ki şimdi Hindi Zahra dinliyorum ve tam da bu sakinlikteyim-tık- Playlist'in kraliçesi hatun.

Şarkı-türkü demişken, mezuniyet-kep töreni için annemler gelmişti geçen hafta. Gezdik, tozduk. Kavurucu bi öğleden sonra evde otururken canımız kısır istedi, annem yaptı ki muhteşem yapar! Eve sığamadık sonra, yurdum insani zihniyetiyle en yakın parka attık kendimizi ve çağırdık keyif eşlerimizi. Neyse biz bööööyyle çimlere oturduk, kısırları elimize aldık bi çığlık koptu ve ardından piyano sesi, alkışlar bilimum konser efekti. O gün küçükçiftlikparkta Elton John konseri varmış meğersemmmmmmm. Aman yarabbi, sanki bize özel konser veriyormuş gibi net ve güzeldi. Şarap yoktu ama içmiş kadar güzeldik. Kısırın ardından şarap olmazdı zaten, biz de çay içtik. Kısır+ çay+ elton john! Yukarıda şarkı-türkü ile başlayıp elton john ile devam etmem ne kadar sağlıklı bir insan evladı olduğumun göstergesi değil mi canlar? aynen öyle.

Odam dağınık, boyumdan aşkın bulaşık var mutfakta yıkamam gereken. Odam dağınık ama kendi içinde bi düzeni var. Bulaşıklar için aynı şeyi söyleyemiicimmm. Hindi Zahra ve bulaşıklar. 9.00' da uyandım ve sadece su, meyve, wc gibi temel ihtiyaçlar için odadan çıktım. Evet meyve-meyva her neyse, benim için temel ihtiyaç. Yatağın her köşesinde yeterince vakit geçirdim. Kendi kendime yerden yüksek oynuyorum sanki.

Odam dağınık, kafam karışık, hava sıcak, istediğim tek şey yazmak yazmak yazmak. Yazar triplerime, bohem havalarıma bak sennnnnn!! o yeah, tam yazar kafası; rahatsız etmeyin, yazıyorum! ama " o yeah" dedikten sonra hippi kafama dönüş yapıyorum. Şimdi hamakta olup serin serin salınmak, buz gibi mojitoyu yudumlamak, rüyalara dalmak vardı sevgili izleyici...

Konuşmak ve iletişim kurmak çok zor geliyor bugünlerde, tatil yapmak istiyorum. Hani çişin gelir de artık tutamayacak kıvama gelirsin koyvermek istersin ya, işte öyle geldi tatilim. Koyvermek, rahatlamak, nirvanaya ulaşmak istiyorum. Ha bu vesileyle ilgili merciye güzel bir teklif sunuyorum ki bana sunsun o da :)

SEN! "Sen" in sen olduğunu biliyorsun şimdi ve yüzünde gülümseme oldu değil mi? Oldu, biliyorum. Bana da oluyor arada :) Hoşuna gitti değil mi?:) Bak şimdi müthüş planlara:

Plan-A: Ofise gitmek zorunda olmadığın bi haftasonuna uyanmışız. Sabah mahmurluğuyla birbirimize uyanıyoruz, pencereden serin rüzgar girmiş okşamış tenimizi, gözünün alabildiği yere kadar deniz. Son sabahı hatırla. Güzel uzuunnn bir kahvaltı, ardından hamakta miskin gündüz düşleri. Mojito da olsun, senin yaptığın.
Evet çok güzel gidiyorum:)
Sonra kızgın kumlardan serin sulara
Akşam kızılında şaraplar içelim mumlarla

Hey Abidin, sen de gel bizimle
Mutluluk resimleri yapmaya.

Ne demiş Cemal Süreya;

Hayat kısa
Kuşlar Uçuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...