Temmuz 10, 2010

erkek-silik ya da erk-eksilik

Bi daha sorsalar yine psikoloji okumak isterdim. Bölüm gerçekten de keyifli, öyle kalın kalın sıkıcı kitaplara pek nadir rastladım, zaten temelinde cinselliği barındıran bir konu ne kadar sıkıcı olabilir ki? Hadi kabul edelim, hepimiz seviyoruz cinselliğin konu edindiği satırı, dizeyi, kitabı. Bizim bölümün sınavlarına çalışmak hiç bi zaman çok kasmadı beni ( istisnalarım mevcut :)). Sınavlara hazırlanırken okuduğum kitaplar, gündelik hayatta da okumak için ele aldığım kitaplar aynı zamanda, ancak sınav zamanı okumaktan daha keyifli şimdilerde ele alış.

Blogumu takip edenleriniz varsa bilirler daha önceki paylaşımlarımdan, farklı kelimelere, ikilemelere takık durumdayım: kısa bir hatırlatma- yan yana ikilemesinin yan yana yazılamaması hüzünlendiriyor beni, çok aykırı geliyor bu bana :) kelime kökleriyle oynamaktan ve bunun üzerinden düşünceler dalmaktan, bu yeni düşüncelerin beni götürdüğü diyarlardan inesim gelmez çoğu zaman. Mesela bugün yolda yürürken( bu tür şeyleri ya yürürken çok düşünürüm ya da otobüste uzak İstanbul semalarına dalarken :) ), art niyet sözcüğü geldi aklıma. Niyetin ardındaki yani. Bunun ardından art-sanat çağrışımı çaktı, sonra sanatın içindeki bastırılmış cinsellik, bunun sanata yansıyışı, art niyetin ardındaki niyetten kastedilen de cinsellikle bağlantılı bi’ şekilde… of pof! Evet bazen yazdıklarım düşündüklerim kadar büyülü olmuyor, anlatım şeklini bulamıyorum kafamdaki düşsel bayramın.

Talat parman’ ın bağlam yayınlarından çıkan düş düşün -13 serisinden ‘psikanalitik denemeleri ‘ okuyorum. O kadar güzel ve okuması o kadar keyifli ki, okumak için psikoloji öğrencisi filan olmaya gerek yok. Bir çok şeyi paylaşacağım zaten bu kitaptan ama yukarıda bahsettiğim kelimeler, kelime kökleri üzerine olanı aktarıyorum ilk olarak:

‘‘Erkek sözcüğü ‘erk’ ten gelir: Erk-ek. Erk güç, iktidar demektir. Ancak burada bir de ‘ek’ vardır. Dilin dehası erkeği yalnızca erkle tanımlamamış yanına ‘ ek’ koymuştur. Öyleyse, bireyi erkek olmaya götüren yol yalnızca erkten değil eklerinden de geçecektir.
Erkeklik ise erkek olmak durumunu tanımlar. Erkek sözcüğünden türeyen erkeksilik ise tartışmalı bir sözcüktür, ancak bu sözcüğün yol açtığı çağrışım zenginliği ilginçtir. Bu sözcüğü ‘erk-eksilik’ ya da ‘erkek-silik’ olarak okumak olasıdır.

Erkek bedeni denildiğinde ise penis erke cinselliğinin tek simgesi olmuştur. Erkekte penis, erki ,gücü tasarımladığı kadar, öldürmeyi ve şiddeti deçağrıştıracaktır. Ancak bu noktada erkek kimliğinin çok önemli ögesi ‘ babalık’ unutulmuş olmaktadır. (…) Oysa, penis tek başına değildir, yanında testisler vardır. Testisler yalnızca erojen bölgeler olmakla kalmamakta erkekliğin en önemli işlevlerinden biri olan babalığı da sağlamaktadır. Penisin gönderme yaptığı fethedici, güçlü, meydan okuyan daha çok biyolojik erkek özelliğinin yanı sıra testisler toplumsal bağı, soyzincirini sağlayan özellikleri katarlar erkek olmaya. Bunlar aynı zamanda toplumsal nitelikler, yani mertlik, dürüstlük, güvenirlik demektir.’’
Konunun tamamına hakim olabilmek ve bağlantıları daha rahat kurabilmek için yeterli olmayabilir aktardıklarım. Alınız, okuyunuz :)

Ta ta ta tammmmmmmmmmmm! Gelecek yazıda bu blogta :):
* psikanaliz Irma’ nın ağzında başlamıştır.
*ağız ve meme ( kitaptan alıntılara devam :)
*tavuk mu yumurtada, yumurta mı tavuktan ?
Ha sözü filan yok bu konuları yazacağımın, kim bilir yeni şeyler takılır aklıma; ama konuşuruz belki bir kadehin şarabın yanında…
Sevdiğim söz sartre’ a ait: ‘’ Kendini vazgeçilmez gören kişi itin tekidir. ’’
Ve yorumsuz bir çift laf da Mark Twain’ e ait, neden böyle demiş, canı mı yanmış bilemem: ‘’ gerçek babasının kim olduğunu bilen Fransız şanslıdır. ’’
Keyifle kal, ben bunu yapıyor ve bunun için çabalıyor olacağım :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...