Aralık 09, 2009

ÇaRşaMbA,kEnDimLe bAşBaşA;Müzik,kitap,kahve ve biraz da karmaşa...





Bülent Ortaçgil dinlemenin mutluluğu ve huzuruyla başlayan bi gün...
Beyoğlu...bu sabah...esnafın kilitlerini açtığı,yeni iş gününe merhaba dediği saatler.üç farklı tip var sokakta; öğrenci, çalışan, bir işi olmayan aslında ve amaçsızca ne yapacağını bilmeden dolaşan..üçüncü tip şaşkın,öğrenciler neşeli,çalışanların bir çoğu donuk.
Kahvemi yudumluyorum sevdiğim bi cafede köşemde, soyutlamaya çalışırken kendimi içinde bulunduğum andan,diğer dünyalari izliyorum gözlüyorum sonra dönüp kendi hayatıma, sabahıma dönüyorum.

Bir adam geçiyor, yakışıklı...yürüdükçe karanlığı aydınlatıyor sanki.erkeğin sembolü,cinselliğin sembolü,aşkın sembölü ve öyle bir duruşu var ki gücün sembolü...bir şey eksik ama diyorum bir şey eksik...gülmüyor.bana değil kastettiğim,hayata...görmüyorum gözlerinde yeni güne başlamanın sevincini.birçok insan da böyle aslında...


Heyecanlı bence yeni güne başlamak.iki uyku arasında sürprizlerle bizi bekleyen ve geçen zaman.zaman değil aslında geçen,hayat.böyle düşününce daha anlamlı oluyor bi çok şey. hayat...gerçekten ilginç,farklı ve yaşanılası. dünya... gerçekten küçük ama bazen kendini kaybedecek kadar büyük.ve dünya milyonlarca farklı hayata kucak açıyor. tam bunları yazarken defterime, kahvem dökülüyor,toparlanmaya yanmamaya çalışıyorum...kafamı kaldırdığımda bi yakışıklıyla göz göze geliyoruz,kahvem dökülmeseydi bu açıyı yakalayamayacaktık evet.kısa bi andı ve geçti gitti işte ama hoşuma gitti, iyi hissettirdi:) bunlar küçük ve sihirli şeyler bence.insanın o anını hoş kılan sihirli anlar...o kadar küçük ki,bi başkası görmez,bilmez,bilmesi de gerekmez,tarif edilemez belki ama iyi hissettirir...bazen tanımadığım insanlara gülümsemek bende bu etkiyi yaratıyor.
Birçok insan belli bir hayat temposundayken,mutsuz uyanır sabahları.belki hava soğuk-karanlık,belki bezdirici sıcak,belki rüyanın en güzel yeri; ancak hergün bu ilk adım izleniyor gecenin son basamağına ulaşabilmek için. böyle bir mecburiyet,disiplin her neyse böyle bir şey varken işte,daha da zorlaştırır mutsuzluk her şeyi.birkaç cümleyle başlamaya bağlı değişim :'' sevgili yeni gün,merhaba...merhaba çiçek böcek,merhaba marliyn monroe posterim,merhaba yine nefesini boynumda hissederek uyanmayı sevdiğim sevgili...'' ya da ''sevgili kalp atışlarım,ne zarif ritmin var senin ama yalnız...yalnızlık senfonisini mi çalıyor yoksa notalar...nerde senin eşin?belki bugün o gün,belkide değil ama denemeye değer.kalk hazırlan süslen,iyi hisset,bugün de tüm gün senin,dilediğin gibi yaşa...'' her ne umuyorsam ve umduğumu bulmak için arıyorsam ya da o beni arıyorsa belki de en yakındayım ve o güne uyandım belki...mutluluğa yanıyor tüm ışıklar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...