Eylül 21, 2011

Küçük Adam Büyük Aşk

Tanrım, bugün keyiften ölebilirdim sanırım. Geçenlerde bi' fırsat yakalamıştım(yakında bağımlı olacağım sanırım buna, hergün mutlaka bir tane alıyorum). Keyfime, rahatıma pek düşkünüm. Topuklu ayakkabılara da bayılırım, lakin bi zamandan sonra acıtıyor ayaklarımı. Neyse sanırım yine öyle bir gündü ve ben ayak masajı satın aldım internetten, hem de çok şukela bi' fiyata. Kaç zamandır erteliyordum, bugün yağmur yağınca, yazın veda ettiğini bir kez daha kavradım, canımın sıkılmasına izin vermedim ve sonbahara hoşgeldin dedim :) Metro City nin en alt katında Foot Break adlı mekan. O muhteşem koltuğa uzandım. Gerisini hatırlamıyorum desem yeri. Aman tanrım, o nasıl bir keyif-haz anıdır. O nasıl bi rahatlamadır... Hele ki masajı yapan kadın-çinliydi ama adını hatırlayamadım şimdi,Ami olabilir- nasıl tatlı, cana yakın, çat pat türkçesiyle pek güzel anlaştık :) hem de tam 30 dk. boyunca sürdü bu keyif. Size o güzel konfor sunulmuş, ayaklarda orgazm yaşarken, pek güler yüzlü mekan işletmecisi bitki çayını ikram ediyor, gevşiyor gevşiyor gevşiyorsunuz. Şunu yazarken olay anını hatırlayıp gevşedim yine :)

Bi' dolu keyifle ayrıldım Foot Break' ten. Sıra güzellik merkezindeydi, oradaki bakım işi bitince, pek sevgili arkadaşımın yanına attım kendimi, tabii ki nişantaşımın vazgeçilmez cafesi neroya, keyif kahvemi de içtim, yağmuru da izledim.

Çalıştığım yerde 4 yaşında bir öğrenci var. Nasıl tatlı, narin. İçten içe gizli bir aşk yaşıyoruz:) Gerçi bugün annesine söylediği, "herkesin adı ayşe", "ayşe'yi getirin bana", "ayşe, hep yanımda dursun" sözleriyle niyetinin ciddiyetini de belli etmiş oldu:) arasıra çatışma yaşamıyoruz da değil, onlar da tuzu biberi olsun :) anneden de itiraf geldi ama; "sabah kalkıyoruz ayşe, akşam yatıyoruz ayşe dilimizde" :)
Nasıl hoşuma gidiyor belli değil :)

Bir de yine 4 yaş kız öğrencinin annesi anlatıyor: "ayşe hanım P. her yerde sizi anlatıyor, çok seviyor. Kim diye soran olursa 'otulumuzun psikoloku(okulumuzun psikologu)' diyor :)- ben yapayım da ilgili düzeltmeyi, siz zaten anladınız.

Ha bir de bitanesi var, ağladı çok, annesini özlemiş. Boncuk boncuk akıyor gözyaşları, içten içe nasıl bağrıma basasım geliyor ama kurallarımı ve sınırlarımı korumam gerek. Sonra diyor ki o güzel gözlerle: ama nütfen annemi arar mısın, çot özledim. nütfen bunu benim için yapa mısın?


enemmmmmmmmmm, sizi yerum yerummmmmmmm:)
hepsini oğlum-kızım gibi seviyorum, hepsine oğlum-kızım diyorum, sarılıyorum.
Yine anlatırım canlar, lakin uykum geldi.
vayyy be
vayy be
şu saatte uykumun geleceği günler de geldi
oooo noooo, alışma süreci buuuuuuuuu
her şey eskisi gibi olacak.
ben sabah 3' te 4'te yatıp 2-3 saatlik uykuyla keyifle günü geçireceğim.
Aaa aslında bugun öylesi bi' gündü
...

Keyifle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...