Mayıs 02, 2011

Gariptan sesler duyulmuş, kapımız zorlanmış. Mağduruz, KOrkuyoruzVOL.1

29 Nisan Cuma, Öğleden Sonra


Ankara' ya gidiyoruz, ODTÜ' de NP (national platform) vardı. Güneş, en tatlısından okşuyordu göz bebeklerimizi. Mesaj geldi telefonuma, Amelie' den. ''Kapıda yaşlı bir adam var, durmadan konuşuyor ve anlamıyorum. Bir problem olduğunu söyledi sanırım. Türkçe anlamadığımı dca söyledim, kapıyı kapatmak istedim ama yüksek sesle konuşmaya devam etti. ÇOk korkuyorum. Evden çıktığımda, köşede oturmuştu. Mael ( amelie' nin misafir arkadaşı), bir problem mi var dedi ama adam 3. katı gösterdi ve problem problem dedi, bir şey anlamadım.'' Bi ürperdim mesajı görünce. Hani 2 yıldır oturuyorum şimdiki evimde, böyle bir şey başıma gelmedi. Hadi bakalım dedim, ama aklıma takıldı. Evet biraz korktum da. Çünkü 2 ay öncesinde tam bizim dış kapının önünde, amelie kapkaça uğramıştı. Ah be canım, avrupa mı sandın dedim. Sabahın 5 inde yürüyerek gelinir mi taksimden nişantaşına!!!! Elin fransızı geliyor arkadaş! Neyse istanbul yaşam klavuzu oluşturduk da bizimki yola geldi hiç olmazsa :) Ha işte kapıya biri dadanmış diye kaldı muhabbet cuma günü.

Dün gece geldim Ankara' dan(Ankara' yı da ayrı bi' yazıda uzunca anlatacağım ahali). Kapıyı açtım, kızların odasına daldım. Bizimkilerin fiX lafı: Kanka neler geldi başımıza!!!!! N'olur alıştıra alıştıra söyleyin dedim. Bu anahtar cümleden sonra akla gelen durumlar/deneyimler: Evi böcek basmış, alt komşuya hırsız girmiş, kiraya zam gelmiş, alt komşu bizi polise şikayet edecekmiş( ya o değil de alt komşuyla muhabbetimiz apayrı bi yazı konusu. Ancak, kısa bi anımızı bu parantez arasında anlatayım da, bi gülümseyelim: Şimdi canlar, eve daha yeni taşınmışız. eV Arkadaşım Büşra, kahvaltıdan sonra masa örtüsünü silkelemek istemiş ve bu işlemi mutfak penceresinden yapmış!!!- kızmayın büşraya! kendi deyimiyle;- kendisi prensesler gibi büyüdüğü için- pek anlamazdı o zaman bu ev işlerinden, lakin şimdi evin en hamaratı:) Neyse, Büşra' nın bu silkeleme işleminden kısa bir zaman sonra bi' ses duyduk, pencereye bir şeyler atılıyordu. Ta ta ta tammmmmmm! Yahu alt komşu/cadı/karı tam bi manyak ya. Kadın zeytin çekirdeklerini camımıza fırlatıyordu!!!!!!! Evet sofra bezinin içinde birkaç zeytin çekirdeği kalmış. Kabul hatalıyız, ordan çırpılmaz o sofra bezi. Ama arkadaş, cama da zeytin çekirdeği atılmaz kiiii!) Ankaradan geldim,girdim işte odaya, o malum cümleden sonra Aslı(diğer ev arkadaşım, kendisi kara kuğu diye adlandırır kendini. e biz de öyle:) ), dedi ki: Bugun hazırlanıyordum, bi' ses duydum, kapıyı zorluyordu sanki birisi. Korktum, bagırdım. Kapının deliğinden baktım, karanlıktı kimseyi göremedim. Adam aç kapıyı dedi. Açmadım. Aç kapıyı, ışıklarda problem var, ben ...( burada adını söylüyor, ama ben size söylemeyeceğim) onu yapacağım dedi. Sizi tanımıyorum dedim, açmadım. Sonra bi süre kapının karşısındaki merdivenlerde oturdu. Sonra da aşağıdaki dış kapının sesini duydum, etrafta kimsenin olmadığından emin olunca da kapıyı kilitledim çıktım!!!!!!!

Odada oturuyoruz bu son olayın anlatımından sonra. Hepimiz yusuf yusuf... Kapıya kaç kilit daha taktırsak muhabbetindeyiz. Kalakaldık kız başımıza. E uyuyalım çaresine bakarız dedik. Geçtim yatağa. Gözlerimi kapadım. Açtım. Kapatamıyorum gözlerimi. KOrkuyorum. Kapatınca eli yüzü yaralı, kanlı, dikişli yüzler geliyor gözümün önüne. Ve dudağımda uçuk şimdi...

Devamı var...
VOL.2 yi bekleyin, çok yakında burada!

Keyifle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...